Dargın
- Saye

- 13 Haz
- 1 dakikada okunur
Hepimiz seçimlerimiz doğrultusunda bir hayat yaşıyoruz. Bazen istediğimiz iki şey aynı anda olmuyor, bir seçimimiz diğerini kaybetmemize sebep oluyor. Kaybettiğimiz şeyse bazen elimizi kolumuzu bağlıyor. Ben kaybetmek üzereyim. Başka bir şeyi kaybetmemek, kendi sağlığımdan olmamak için onu kaybetmeyi göze almıştım. Zannetmeyin şimdi vazgeçtim. Vazgeçmemem gereken bir şey olduğunu hayatım bana çok güzel gösterdi. Ne var ki vazgeçtiğimde karşılaşacağım sonuçları da çok güzel gördüm. Bugün ki sorunum tam burada. Elimde ki şeyden vazgeçtiğimde yanında gelen diğer olanaklardan da vazgeçmek zorunda olmak zoruma gitti. Bu kısmı çok iyi tahmin edememekle birlikte hayatın bana toparlan ve devam et demek şekli olduğunu düşünüyorum. Biraz da bu şekilde olduğunu düşünüyorum.
Ama ben yine de bir miktar çıt eden kalbimin sesini duymadan geçemiyorum. Ağlanacak kadar değil, bir kişinin çöp kutusu olduğumu fark edemeyecek halde asla değil. Etkiye tepki verildiğinin de farkındayım. Ama... Ama çıt etti işte. Duygularım sardığında beni ne yapacağımı bilemeyen ben kaldım. Karşımdakinin her cümlesiyle kendimi yargıladığım iğneleyici o dünyam kaldı. Ve ben bir minik kırıldım işte. Böyle zamanlarda bir de etrafımda ki insanlardan şefkat görmek isteyen kendisini susturamayan yanıma da çok kırılıyorum. Büyüyemeyen bir kısmı görmek kanatlarımı kırıyor.
Her zaman haklı olmaya gelmedik bu dünyaya ama, aması düşüncesiz olmaya da gelmedik.
Bazen diyor içimde ki çok kalabalık değil mi? Çok kalabalık etrafımız. Sakinleşmemiz lazım. Sakinleşmesi lazım. Hayatımızın sakinleşmesi lazım. Bizim sakinleşmemiz lazım.
Sonra geliyor kalabalıklardan hoşlanan yanım, diyor ki yalnız kalmaktan korkuyorum. Evet biliyorum, ama bu ara vaz geçmemiz gereken daha farklı yollar olduğunu düşünüyorum. Yoruluyorum...

Yorumlar